”Cehennem nedir? Bence o, sevmeyi başaramamaktan acı çekmektir.”
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
Eros’u hepimiz o ya da bu şekilde biliriz… peki ya Anteros?
Ares ile Afrodit’in oğlu olan Anteros’u, Eros’un gelişip büyüyebilmesi için yaratıldığı söylenir. Erotizmin tanrıçası olan Afrodit’in, Eros’un tanrılığını haylazca kullanmasının, düşmanları birbirine aşık edip, mutlu çiftleri başkalarına aşık ederek ayrılmalarına neden olmasının ardından yarattığı Anteros, Eros’un zıttı gibi düşünülse de, zıtlıkların birbirini ne şekilde tamamladığının da büyük örneğidir aslında.
Eros okunu atar, aşık eder ama Eros’un etrafa saçtığı bu aşkların hep tek taraflı olduğu düşünüldüğünde, Anteros kurtarıcı gibidir. Doğa dışı sevgilerin düzenleyicisidir. O aşkın karşılık vermesidir…
Aşktan kaçanların ya da aşka karşılık vermeyenlerin de, Anteros’un katı ve acımasız yüzüyle karşılaşacaklarına inanılır.
Acı, aşkı reddedeni mutlaka bulacaktır.
Anteros bunu sağlamakla görevlidir.
O güçlü ve gücünü yerinde kullanmayı bilen bir tanrıdır.
Anteros’un yanındayken mutlu olan ve o yanında yokken ağlayan Eros’un en büyük destekçisi, biricik kardeşidir. Aşk, yani Eros, Anteros’la birlikte karşılığını yani anlamını bulmuştur.
Tanrıların bile hayatlarının temelinde aşkın var olduğunu düşünürsek, insanın kendi tanrılığana en yakın olduğu anlardan birisidir aşık olmak ve aşkı yaşamak…
Peki aşkın karşılığının olduğundan emin olmak mümkün müdür? Ya da aşkın varlığından?..
İşte bunu sadece ruh bilir…