Faizlerin yüksek olduğu bir ortamda gayrimenkul fiyatları düşer diye bekledi herkes!
Ben, düşmez de yükselmez de dedim sürekli ve aynen öyle de oldu.
Hadi İstanbul bir dünya şehri, burada yüksek olması normal hatta yüksek de olmalı ki yabancılar peynir ekmek alır gibi gelip alamasın.
Bu arada peynirin fiyatı da çok yükseldi, “peynir ekmek yer karnımı doyururum,” dönemi de bitti.
Bugün herhangi bir vatandaş gidip Paris’ten, Londra’dan, New York’tan, Toronto’dan öyle ev alamıyorsa İstanbul’dan da alamamalı!
İstanbul’u bu başkentlerin ayarına çekmeliyiz, bu nedenle İstanbul’da konut fiyatlarının yüksek olması kabul edilebilir bir durumdur lakin Anadolu’daki şehirlerimizin İstanbul’da fiyatlar arttı deyip kendi rakamlarını yükseltmesi çok yanlış.
Anadolu’daki fiyatlar da İstanbul ile paralel arttıkça ekonomi olumsuz etkileniyor. Anadolu şehirlerinde rakamlar alınabilir düzeyde olmalı ki, insanlar ev alabilsin, yatırım yapabilsin.
Genel olarak gayrimenkul rakamlarının yüksek olduğu düşüncesi hâkim piyasada ve insanlar paralarını bankaya koyarak faiz geliri elde etmek isterken, gayrimenkul satanlar da bunu hesaplayarak rakamlarını güncellediler ve yüksek tuttular.
Bir nevi faiz kazancı kazananlardan intikam aldılar, bu da piyasayı durağanlaştırdı. Bir yanda rakamlar yüksek algısı devam ederken, faizde olanlar rakamlar düşsün diye bekledi ve yatırım yapmadı.
Devlet, sahte ilanlarla piyasayı yükselten emlakçıları engellemek için çok sert tedbirler alsa da fiyatlar düşmedi.
Yüksek enflasyon nedeniyle, inşaat malzemelerinin ve işçilik ücretlerinin sürekli yükselmesi de sıfır konutların fiyatını yükseltiyor.
Sıfır konutların fiyatı yükseldikçe ikinci el konut sahipleri de ona göre rakamlarını güncelliyor.
Gayrimenkul sektöründe yaşadığımız bir olayla durumu açıklayayım;
Bir müşterimiz mülkünü piyasa ortalamasının üstünde satmak istedi. Kendisine istediği rakamın yüksek olduğunu ne kadar anlatsak da bizim gibi sahada uzman kişileri dinlemedi. İstediği rakama çok yakın teklifler geldi, onları da reddetti. Aylar geçtikçe o gün gelen teklifi kabul etse bankaya parasını koysa satış için istediği rakamın da üstünde gelir elde edecekti. Bu kez bunu düşünerek o faizden kazanacağı rakamı da satış rakamının üstüne ekleyerek mülkünün satış rakamını çok yukarı çıkardı. Ve bu rakamlarla zaten satılamaz. Aylar geçtikçe faizde kazanacağı parayı hesaplayarak mülkünün satış rakamına ekliyor.
Genel olarak mülk sahiplerinin durumu bu!
Vaktinde satılabilecek bir rakama mülklerini verip bankada faizde bekleseler oldukça iyi rakamlar kazanacaklar ama istiyorlar ki hem en yüksek fiyata mülkünü satmak hem de o yüksek kazancı daha da arttırmak için bankaya faize koymak!
Bu piyasada böyle bir plan sadece hayaldir, asla gerçekleşmez ve faizden kazanılan para kadar da mülkün değeri artmaz.
Eğer banka faizlerinin kazancı oranında mülk fiyatları da artsaydı şu anda rakamlar inanılmaz boyutlarda olurdu.
Sonuç olarak, mülk sahipleri; bankalar faizlerini düşürünce gayrimenkul yatırımına dönecek olan insanları beklediği için fiyatları düşürmüyor, diğer yandan da inşaat malzemelerine gelen zamlarda eklenince ortaya yüksek rakamlar çıkıyor.
Gayrimenkul fiyatları düşer mi?
Ülkede olağanüstü olay, yani deprem, sel, nükleer patlama, savaş olmadığı sürece düşmez.
Geçtiğimiz yıllarda ki ani yükseliş tekrar yaşanır mı?
Uzun bir süre yaşanmaz.
Yabancıların yeni gözdesi Balkanlar, Yunanistan, Dubai oldu son dönemlerde.
Türkiye eskisi kadar cazip gelmiyor yabancılara. Yerli vatandaşın da bütçesi ve bu enflasyon ortamında parası belli, elindeki parayla yatırım yapamıyor.
Kısaca piyasa, enflasyon oranında hareket edecektir.
Bu ortamda gayrimenkulünüzü ne zaman satarsanız kârdasınız!
Ne zaman mülk alırsanız yine kârdasınız!
Bu piyasa ortamında yalnızca bekleyenler zarar eder!
Sevgili iş ortağımızın da dediği gibi, HAREKETTE BEREKET VARDIR!