“İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dedik ama 6284 sayılı kanunu kaldırdılar.
Ölüyoruz, öldürülüyoruz gün be gün…
Birini yaralayan suç makineleri, anında serbest bırakılıyor, gidip başka birinin canını yakıyorlar.
Ceza alacaklarını anladıkları zaman mağduru tehdit edip, korkutup şikâyetlerini geri almasını sağlıyor, halkın can ve mal güvenliğini tehdit etmeye devam ediyorlar.
Acilen silah, bıçak, kesici-delici alet vb. şeyler ile yapılan yaralamalar için yasa değişikliği yapılmasını istedik, DUYMADILAR!
“Sokaktaki canlarımıza dokunmayın” dedik, “asla taviz yok” dediler ve DUYMADILAR!
“Mülteci istemiyoruz” dedik, DUYMADILAR!
Üstüne vatandaşlık verdiler, maaş bağladılar, kendi vatandaşınızdan daha iyi şartlar ve ayrıcalıklar sağladılar.
“Bizlere emanet edilen laik Cumhuriyetinize neden saldırıldığını, gitgide neden Araplaştırıldığımız” sorularına hala yanıt arıyoruz.
Sağlık sektörüne bakacak olursak…
Ana yurtlarında haklarının iyileştirilmesini isteyen doktorların hak arayışları DUYMAZDAN gelindi ve kendilerine “giderlerse gitsinler” denildi.
Bu da yetmezmiş gibi, sağlık sisteminin çökmesine seyirci kalındığı gibi “SGK’dan yoğun bakımda yattığı gün başına para alınması için, özel hastanelerle anlaşmalı hasta getiren bazı 112 personellerinin olması ve göz göre göre ölümlerine neden olan Yenidoğan çetesi skandalına neden sessiz kalındığı” sorusunu da DUYMADILAR!
Türkiye’nin çağdaş dünyadan, akıl ve bilimden koptuğu neden AÇIKLAMMIYOR?
Okullarda ağır gelen(!) müfredat (hafifletildi) değiştirildi, din dersleri arttırıldı, çocuklarımıza eğitimde geriletme yoluna gidildi.
Bizim neslimizin ilkokulda sahip olduğu bilgilere neredeyse lise çağındaki bir çocuk sahip değilken “eğitim neden sadeleştirilir?” sorusu DUYMAZDAN gelindi.
Oysa Mustafa Kemal Atatürk, “eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin” dememiş miydi?
Pahalılığın önüne geçilemediği gibi, dünyanın en yüksek enflasyonunu görüyoruz.
Üreticimiz mutsuz, tüketicimiz umutsuz, geçinemeyen vatandaş -akşam vakti bile- pazara gidemiyor ve artan işsizlikten dolayı borçlar ödenemez hale geldi.
Sorunlarının çözülmesini, yoksullukla savaşıp, umudu paylaşmak isteyen halkın sesini, sandıkta oy verenleri ve vermeyenleri neden DUYUMUYORLAR?
Yaklaşık olarak 14 milyon insanı doğrudan etkileyen ve 110 bin 578 km karelik alanı kapsayan 6 Şubat depremindeki feryatları DUYMADILAR!
Deprem mağdurları hala sokaklarda, konteyner kentlerde yaşıyor ve nefes almaktan utanan kayıp yakınları depremin ikinci yıldönümünde saat 04:17’de kayıplarını reyhan kokulu mezarlarında anmak istediler, anamadılar! Devam edecek