Sektördeki son yenilikleri ve gıda trendlerini sergileme ve keşfetme imkânı sağlayan Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı – WorldFood İstanbul, 6 Eylül 2024 tarihine kadar Tüyap Kongre ve Fuar Merkezi’nde misafirlerini ağırlayacak.
Sektöre gerçekçi bir gelecek vizyonu göstererek, sürdürülebilir yatırımlar, teknolojik gelişmeler ve ihracat odaklı projeler için yol gösterici pek çok konuyu sahnesine taşıyan ve 42 ülkeden 1.300’e yakın yerli ve yabancı katılımcıyı ağırlayan Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı – WorldFood İstanbul, üçüncü gününde de yoğun ilgi görmeye devam ediyor.
Bu sene Almanya, Mısır, Fransa, Hindistan, İrlanda, Hollanda, Lübnan, Katar, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Amerika ve Vietnam başta olmak üzere 80 ülkeden 900’ü aşkın satın almacıyı ağırlayan WorldFood İstanbul Fuarı, bölgesinde ve dünyada iş hacmi oluşturarak, ticaret hareketliliğini, yerli üreticilerin ihracat potansiyellerini artırmak için fırsat sunmasının yanı sıra aynı zamanda, fuar süresince gerçekleştirilecek oturumlarla, sektöre dair hedefler, uzman isimler tarafından paylaşılarak Türkiye’nin gıda ve gıda teknolojileri sektörünün öngörüleriyle, ‘bölgesel ve uluslararası bir vizyon platformu’ özelliğini güçlendirmeye devam edecek.
WorldFood İstanbul Uluslararası Gıda Ürünleri Teknolojileri Fuarı’nın dünyada kendi alanındaki en etkin fuarlarından biri olması amacıyla “Türkiye Gıda Platformu” adı altında güçlerini birleştiren TİM Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu ve bünyesinde bulunan tüm İhracatçı Birlikleri, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) ve Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER), bu yıl da Avrasya’nın en büyük sektör fuarı WorldFood İstanbul’un ziyaretçi, katılımcı, yabancı satın alma profesyoneli ve iş hacmi rakamlarında yeni rekorlara ulaşmasını hedefliyor.
20’yi aşkın tematik etkinlikte 100’ü aşkın fikir önderi ve şef, gerçekçi bir gelecek vizyonu göstermek üzere yeni eğilimleri, sektöre dair hedefleri, sürdürülebilir yatırımları, teknolojik gelişmeleri ve ihracat odaklı projeleri yol gösterici pek çok konuyla birlikte FOOD ARENA sahnesine taşıyacak.
2.gün programının açılışında Kök Project kurucu ortağı Shirley Kaston moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Teknoloji Bizi Besler Mi?” isimli oturumda Kybele’s Garden Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Aygen Savaş Alkan, Myconom Kurucu Ortağı Burcu Arıkan, EatVappy Arkeolog, Girişimci & Fütürolog Cihan Baltepe, Mayamilk Kurucusu ve CEO’su Murat Badur sahnedeydi.
Mayamilk Kurucusu ve CEO’su Murat Badur: “Daha çok mikroorganizma odağında çalışan bir girişimiz. Günlük beslenme seçeneklerimizde harcanan litrelerce suyu düşündüğümüzde, iklime etkimizi en aza indirgemek için mikroorganizma odağında çalışmayı daha verimli buluyoruz. Son 50 senede biyoçeşitliliğin %70 azaldığı dünyamızda tarımın ve hayvancılığın doğru bilinçle işlenmesi gerekiyor. Yeni teknolojilerin gelişimi ve bu alandaki girişimlerin desteklenmesi bize en çok fayda sunacak adım olacak. Çıkış noktamız, kafamızdaki dönüşümün hayata geçeceğine inanmak. Girişimcilikte zorlayıcı faktörler olsa da bizim işimiz teknoloji üretmek; dolayısıyla sürekli katma değerle ilerlediğimize inanıyoruz.” dedi.
Kybele’s Garden Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Aygen Savaş Alkan: “Dünya genelinde alg biyoteknolojisi üzerine çalışan firmalara baktığımızda, ülkemizde bu alanda daha fazla adım atılması gerektiğini gözlemliyoruz. Biyoteknoloji alanını incelediğimizde; gıda sektöründe en büyük sorun duyulara hitap etme, tarımda ise verimlilik. Artık biyoteknolojiye daha fazla odaklanmamız gereken bir döneme giriyoruz. Bizim gibi oluşumların sağladığı iş birlikleriyle, büyük şirketler gelecek stratejilerinde biyoteknolojiye mutlaka yer vermeli. Sahip olduğumuz bilgi ve birikimi, pazarda büyük paya sahip firmalarla birleştirdiğimizde, çok güçlü bir çarpan etkisi yaratma şansına sahip oluyoruz.” dedi.
Myconom Kurucu Ortağı Burcu Arıkan: “Biyoteknoloji ve biyomalzeme alanında gösterdiğimiz faaliyetlerin ülkemizde daha geniş bir etki yaratmasını istiyoruz. Bu alandaki sorumluluğumuzla, üretimden son aşamaya kadar her adımda iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlıyoruz. Üstlendiğimiz savunuculuk rolünün en büyük destekçileri ise iş birliği yaptığımız paydaşlarımız. Her sektörde, özellikle de ambalaj gibi niş alanlarda fikir alışverişi yapmak, ekosistemi büyütmek, kapsayıcılığı artırmak ve daha geniş bir etki yaratmak için önemli.” dedi.
EatVappy Arkeolog, Girişimci & Fütürolog Cihan Baltepe: “Girişimcilikte görünürlükten çok, yarattığınız etki önemlidir. 7-8 yıl önce bitkisel ürünlerimiz, hayvansal beslenmeye göre daha pahalıydı, ancak bugün piyasada daha hesaplı ve sık tercih edilen bir alternatif olduk. Bitki eti şu anda hayvansal tercihlerden daha ucuz. Bu sektörü oluşturmak ve şekillendirmek için büyük çaba gösterdik.” dedi.
Esmiyor iş birliğiyle gerçekleştirilen 2.günün ikinci panelinde, İklim İçin Birlikte: Gıda Sektöründe Dayanıklılık ve İş Birliği konusu Esmiyor Podcast Kurucu Ortağı Utku Güven moderatörlüğünde ele alındı.
Anadolu Efes Grup Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi, “İş modellerimizi ve iş yapış şekillerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Bu noktada lineer iş yapış şekillerinden döngüsel ekonomiye geçişin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Fakat burada dünyanın performansını değerlendirdiğimizde, 2019 yılında döngüsel ekonomi yaklaşık %9,1 seviyesindeyken 2023 yılına geldiğimizde maalesef %7 oranına gerilemiş durumda. Bu rakamların tekrardan toparlanabilmesi için iş dünyası olarak uygulanabilir iş modellerine ve projelere ihtiyacımız var. Anadolu Efes olarak da bu doğrultuda birçok çalışma yapıyoruz.” dedi.
PepsiCo Türkiye Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü Esra İren, “Sürdürülebilir bir gıda sistemi, tarladan sofraya kadar geçen bütün süreçleri, içindeki bütün paydaşları içine alan bir sistem. Buna bütüncül olarak bakmak gerekiyor. Uygulanabilir olan işlere odaklanmamızda fayda var. PepsiCo olarak sürdürülebilir stratejimiz, işimizi uçtan uca tamamen dönüştürmek. Sürdürülebilirliğe ayrı bir konu olarak değerlendirmeyip, tamamıyla işimizin merkezine alarak yaptığımız bütün süreçlerin sürdürülebilir olmasına gayret ediyoruz.” dedi.
Arkas Denizcilik Grubu Sürdürülebilirlik Direktörü Serra Tükel, “Konteyner taşımacılığı, belki de taşımacılık sektörünün içerisinde son yüzyılda yapılmış en büyük inovasyon. Konteyner, güvenilirlik, hijyen, standart bir taşıma modunu sağlıyor olması sebebiyle çok daha sürdürülebilir bir taşıma modülü getiriyor. Bugün dünya ticaretinin %90’ı deniz yoluyla taşınıyor. Bunun da yaklaşık %60’ı konteyner ile taşınıyor. Arkas özelinde konuşacak olursak taşımalarımızın %20’si gıda taşımalarından oluşuyor. Bazı global firmalarda da bu oran %10-20 arasında değişiyor. Buradaki en önemli konu, tedarik zincirinin aksamadan istenilen terminlerde taşınabiliyor olması.” dedi.
Tiryaki Agro Global Kurumsal İletişim Direktörü Arzu Kaymanlı Örsel, “Yılda 3 milyon ton kadar tarım ürününün ticaretini yapıyoruz. Dünyanın çeşitli yerlerinde 1 milyon tona yakın depolama kapasitemiz bulunuyor. Dünya üzerinde faaliyet gösterdiğimiz 40’a yakın limanımız var. Yağlı tohum ve yem ürünlerinde dünyanın en büyük organik üreticilerinden biriyiz. Tarım ürünleri tedarik zinciri çok geniş bir döngü ve her noktaya dokunuyor. 60 bin dönüm arazimizin 5-10 bin dönümünde rejeneratif tarım için düğmeye basmış durumdayız. Çiftçilerin bunu görerek öğrenmesi çok önemli. Tarımın ürettiği atıkları yeniden ekonomiye katmak, o atıklardan özellikle yağlı tohum tarafından sürdürülebilir yakıt üretmek üzerine çok yoğunlaştığımız bir konu. Sürdürülebilir havacılık yakıtı üzerine çalışıyoruz ve bu doğrultuda TÜPRAŞ ile önemli bir iş birliği gerçekleştirdik.”
2.günün üçüncü panelinde ise Sürdürülebilir Gida: Bize ve Gezegene İyi Gelen Bir Gida Sistemi Oluşturmak konusu yine Esmiyor Podcast Kurucu Ortağı Utku Güven moderatörlüğünde ele alındı.
Anadolu Meraları Programlar Yöneticisi Ecem Asma, “Bugün, biyoçeşitlilik krizi ve iklim krizi olmak üzere iki temel kriz bulunuyor. Bunların yol açtığı ve gün geçtikçe önümüze daha büyük bir tehlike olarak gelen gıda krizi var. İnsanlığı besleme problemi elbette yeni bir problem değil. Binlerce yıldır insanlık, buna uygun çözümler ve üretim biçimleri geliştirdi. Onarıcı tarım bir paradigma değişimi. Anadolu Meraları olarak bütüncül yönetim metodolojisini kullanıyoruz. Artık lineer bir sistemden değil, karmaşık ve döngüsel bir sistemden bahsediyoruz. Sürdürülebilir tarım, doğa dostu tarım, ekolojik tarım gibi birçok iyi yöntem var ancak bir şeye onarıcı dememiz için bunu ölçümlemek gerekiyor.”
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Ekolog ve Evrimsel Biyolog Prof. Dr. Utku Perktaş, “İklim krizini, biyoçeşitlilik krizinin bir semptomu olarak değerlendirebiliriz. Bu nedenle, biyoçeşitlilik krizine çözüm bulursak iklim krizinden ve diğer başka problemlerden kendiliğinden kurtulmuş olacağız. Dünyadaki canlı çeşitliliği olan biyoçeşitlilik zor bir kavram. Genelde insan olarak kendimizi merkeze çok fazla koymamız temel bir problem. Artan insan nüfusu, beraberinde bir yük de getiriyor. Bu insan nüfusunu besleyecek olan alanların açılması, bu insan nüfusunun yaşayacağı alanların açılması habitatların zarar görmesine sebep oluyor ve canlıları kaybediyoruz. Doğa içinde insan sadece bir tür. Yaklaşık 2,2 milyon tanımlanmış türle bu dünyayı paylaşıyoruz. Dolayısıyla aslında kendimizi bu kadar merkeze koyacağımız bir durum yok. Başka türlerin gözünden kendimize bakmamız gerekiyor. Bu kadar baskı yaptığımız bir doğada, kendimizin düzen kurmaya çalıştığı bir gezegende gezegeni tehlike altına atarken aynı zamanda kendimizi de tehlike altına atıyoruz. Dolayısıyla biyoçeşitliliği konu ettiğimizde empati yapmamız gerekiyor.”
UN Women Türkiye Program Analisti Gülbanu Altunok Dertli, “Dünya nüfusunun sadece %1’inin sebep olduğu iklim krizi, eşitsiz etkiler yaratıyor ve daha zayıf olan türler hayatta kalamıyor. Kadınlar ve kız çocukları ise iklim krizinin ortaya çıkmasında çok fazla rolü olmasa dahi en fazla etkilenenler arasında yer alıyor. Birçok afette ve pandemide kadınların ve kız çocuklarının erkeklere kıyasla ölümle karşılaşma riski 14 kat daha fazla ve bu çok önemli bir risk. Pandemiye dönüp baktığınızda ekonomi durma noktasına gelirken ev içindeki üretim faaliyeti asla durmadı. Bunun temel aktörü ise kadınlardı. Geçmişte ülkelerin çoğunda kadınlar hem geçim kaynağı olarak hem de hanenin tüketim ihtiyacını karşılamak için tarımsal üretimin çok önemli bir aktörüydü. Türkiye’de de olduğu gibi ücretsiz aile işçisi veya çok düşük ücretli mevsim işçisi olarak çalışan kadınların yaptığı iş değersiz görülüyor. Tarım arazilerinde mülkiyet sahibi olmadıkları veya karar alma noktalarında yeteri kadar olmadıkları için kadınlar tüm krizlerden de daha fazla etkileniyorlar. Kaynakların sonsuz olduğu veya kadının emeğinin sonsuz, ücretsiz veya değersiz olduğu yaklaşımı terk edilerek toplumsal kalkınmanın gerçekleşmesi gerekiyor. Biz de herkesin sağlık, eğitim ve istihdama erişimde eşit haklara sahip olabileceği, tam ve anlamlı katılım sağlayabileceği, dolayısıyla iklim değişiminin risklerinin azaltılması konusunda da kadınların aktif rol oynayabileceği programlar ve politikaların geliştirilmesini önemseyerek bunun üzerinde çalışıyoruz.”
2.günün Atölye Mutfağı’ndaki ilk oturumda ‘Birinin Çöpü Diğerinin Ziyafeti’ başlığıyla Şef, Sanki Atölye Kurucusu, Yemek Tasarımcısı Ceyda Artun ve Yemek Yazarı, Influencer Berat Çokal (Mösyö Şokola) mutfakta biriktirilebilecek atık malzemelerle, dünyanın geleceğine katkı sunacak birçok tarif önerisinde bulundu.
2.günün Atölye Mutfağı’ndaki son oturumunda ise Tarihin İzinde İklim İçin Sürdürülebilir Tarifler konusu ele alındı. Anadolu Gastronomi Vakfı’nın kurulduğunun müjdesini de ilk kez WorldFood İstanbul’da paylaşan Şef, Seyyah, Araştırmacı Ömür Akkor:
“FAO verilerine göre dünya nüfusunun tükettiği kalorinin %75’inden fazlası yalnızca 12 bitki ve 5 hayvandan sağlanıyor. Gitgide tek tip beslenmeye ve hatta aynı sosyal medyayı kullanmaya, aynı tarzda giyinmeye, aynı şeylerden sıkılmaya başladığımız günümüzde, ‘çeşitlilik’ en önemli mutluluk kavramı olarak öne çıkıyor. Türkiye olarak, on iki bin yıl boyunca dünyayla benzer bir iklimde yaşamamıza rağmen, 3.649 endemik bitki türümüzün varlığını sürdürebilmiş durumdayız. Bu sebeple, dünyadan farklı olarak kesintisiz yaşayabiliyor olmamızın odak noktasının ‘çeşitlilik’ olduğunu söylemek gerekir. Tüm bu zenginliğe rağmen, kültürel etkimizde ve dünya gastronomi sıralamalarında gerideyiz; oysa bahçe bitkileri üretiminde lider bir ülkeyiz. Vakfımızın ana çalışma alanı da tam bu noktada devreye giriyor. Bitki ve hayvan çeşitliliğimize odaklanarak, makaleler ve çalışmalarla bu açığı kapatmak ve bu alanda özel bir farkındalık yaratmak istiyoruz.”
Geleceğin Tadı
Fuarın son günü, 6 Eylül Cuma, “Gıda 4.0: Tat ve Deneyimlerin Dijital Dönüşümü” paneli ile başlayacak. Teknoloji Yazarı M. Serdar Kuzuloğlu ile Yiyecek ve İçecek Uzmanı Oğul Türkkan’ın konuşmacı olarak katılacağı oturumda; Gıda 4.0’ın tanımı ve kapsamı, yenilikçi teknolojilerin gıda sektörüne etkileri (dijitalleşme, otomasyon, IoT, yapay zekâ, büyük veri, 3D yazıcılar vb.), gıda üretimi ve tat tasarımında teknolojinin yeri, kişiselleştirilmiş beslenme ve geleceğin restoranları, teknoloji çözümleriyle sektörün iyileşme alanları, teknolojinin çevresel etkileri ve sürdürülebilir gıda üretimindeki rolü, gıda sektörünün gelecekte evrimi, yeni teknolojik trendler, tüketici beklentileri ve taleplerindeki değişimlerin etkileri ele alınacak.
Konferans Sahnesi’nde gerçekleştirilecek günün ikinci oturumu, Yeni Çiftçi Platformu Kurucu Başkanı Emrah İnce moderatörlüğünde “Yeni Nesil Gıda Teknolojileri ile Şekillenen Ürünler” olacak. “Ar-Ge ve İnovasyon ile Gıda Deneyimlerini Oluşturmak”, “Alternatif Ürünler ve Kişiselleştirilmiş Beslenme”, “3D Yazıcı ile Hazırlanan Gıdalar”, “Akıllı Tarım ve Gıda Teknikleri”, “Yapay Zeka Destekli Gıda İsrafı Önleme Sistemleri”, “Gıda Sektöründe Dönüşüm ve Başarı Hikâyeleri” ve “Kurumsal Stratejilerde Geleceğin Lezzet Haritası” olmak üzere 7 konu başlığının ele alınacağı oturumun konuşmacıları ise Veggy Genel Müdürü Anıl Ünver, Doehler Genel Müdürü Can Aydemir, Endüstriyel Bilim İnsanı Can Kayacılar, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Program Uzmanı Gökçe Uyanık Yaman olacak.
Yeni Çiftçi Platformu Kurucu Başkanı Emrah İnce moderatörlüğünde Konferans Sahnesi’nde gerçekleştirilecek günün üçüncü oturumu, “Geleceğin Gıda Mimarı: Yapay Zeka” olacak ve İmeceMobil Tarım Platformu Genel Müdürü İlker Mehmet Saydam anahtar konuşmacı olarak yer alacak. “Yapay Zeka odaklı teknolojiler”, “Veriye dayalı gıda”, “Tarımda Tahmine Dayalı Analitik Akıllı algoritmalar”, “Makine öğrenimi algoritmalar ile verimlilik, kalite, güvenlik, ekonomi, israf”, “Çiftlikten tüketiciye gıda akışı optimizasyonu”, “Tüketici odaklı, dayanıklı ve sürdürülebilir gıda sistemleri”, “Tarımda İnovasyon: İşlevsellik ve Dönüşüm Ekosistemi” başlıklarının tartışılacağı bu panele MOVE ON İş Geliştirme Müdürü Behlül Can Şengül, Soilbiom Kurucu Ortağı Deniz Sapaz, Farmlabs CEO’su ve Kurucu Ortağı Hasan İmge Çelik, Wastespresso Kıdemli İş Geliştirme Uzmanı Mine Okyay da konuşmacı olarak katılım sağlayacak.
Konferans Sahnesi’nde gerçekleştirilecek günün son oturumu, Tanışık Danışmanlık Şirket Sahibi, Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi, 27.Dönem Bakan Yardımcısı, Yönetim Kurulunda Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Ayşin Işıkgece moderatörlüğünde “Optimizasyon Anahtar, Yapay Zeka Güç: Akıllı Tedarik Zinciri” olacak. “Verimli gıda dağıtımı ve şeffaflık”, “Gıda güvenilirliği ve izlenebilirlik”, “Yapay zeka tabanlı gıda işleme ve kalite kontrolü”, “Robotik ve otomasyon”, “Tedarik Zinciri Optimizasyonu”, “Yapay zeka algoritmaları ile tedarik zinciri lojistiği”, “Envanter ve Operasyon Verimliliği”, “Akıllı Perakende: Yapay zeka ile gıda israfını önleme” başlıklarının ele alınacağı oturumun konuşmacıları g2m Genel Müdürü Furkan Akiner, Big Chefs Strateji Direktörü Hasan Yeşilyurt, Metro Grossmarket Kalite Güvence ve Sürdürülebilirlik Grup Direktörü Meltem Pekperdahçı, Sofra/Compass Group Türkiye Satınalma Genel Müdür Yardımcısı Özlem Sezer Yarış olacak.
Konferans Sahnesi’ndeki oturumların ardından, bir kez daha şeflerden uygulamalı sunum ve şovların yapılacağı Atölye Mutfağı’na geçiş yapılacak. Atölye Mutfağı’ndaki günün son oturumu “Geleceğin Sokak Lezzetleri: Yaratıcı Şeflerden 2054 Menüleri” olacak. Gastronomi & Seyahat Yazarı Akif Budak ve Ziyade Fasıl İşletmeci Şef & TV Programcısı Özlem Mekik moderatörlüğünde gerçekleşecek oturumun konuşmacıları Num Num & Street Food Marka Şefi Erkan Yeşil, Yönetici Şef, Fireroom Foods Fast Food Restoran Kurucusu Hazer Amani, Sheraton İstanbul Levent Otel Yönetici Şef Muhittin Fidan, Yönetici Şef, BigChefs Türkiye Mutfak Direktörü Şenol Demirtaş, Grand Harilton Hotel İstanbul Yönetici Şefi Ufuk Karadağ olacak.